Quick Sigorta Genel Müdürü Eyüp Özsoy, enflasyon, ve araç bedellerindeki artışlar nedeniyle trafik sigortasından ödenen maddi hasarların arttığını, diğer taraftan asgari ücretteki artışa bağlı olarak vefat ve sakatlık tazminatlarının da yükseldiğini belirterek, sigorta şirketlerinin trafik sigortasındaki zararlarının her geçen yıl katlanarak arttığını söyledi. Özsoy, trafik sigortasında topladıkları her 100 liralık prime karşılık 150 lira hasar ödediklerini, aradaki farkı da şirketlerin karşılamak durumunda kaldığını kaydetti.
VATANDAŞ İSYANDAN
Eyüp Özsoy, trafik sigortasındaki zararın nedenlerinin başında maddi hasarlarla ilgili değer kaybı tazminatlarının geldiğini, bu konuda da Sigorta Tahkim Komisyonu’na giden dosyaların sigorta şirketlerinin maliyetlerini artırdığını ifade ederek, Sigorta Tahkim Komisyonu’na yapılan başvuruların yüzde 90’ının trafik sigortalarından kaynaklandığını, bunun da yüzde 70’inin değer kaybı tazminatı taleplerinden oluştuğunu vurguladı.
Sigorta şirketlerinin değer kaybında tazminat ödemesini eksper raporuna göre yaptığını hatırlatan Özsoy, şunları söyledi:
HERKES KAFASINA GÖRE HESAPLIYOR
“Eksper bir rapor yazıyor, sigorta şirketi de ona göre ödemesini yapıyor. Ödeme yeterli gelmediğinde Sigorta Tahkim Komisyonu’na gidiliyor. Tahkime giden şikâyetlerin yüzde 80’inde sigorta şirketi haksız bulunuyor. Bu sefer şirketler aleyhine ek maliyet çıkıyor. Biz hasar dosyası için ödediğimiz 10 liranın karşılığında bakıyorsunuz, yüzde 25 maliyet artışı oluşuyor. Çünkü bilirkişi ücreti var, tahkim dosya masrafı var, karşı tarafın avukatlık parası var, eksper ücreti var; böyle kalem kalem maliyet artıyor. Bunların hepsini sigorta şirketi cebinden ödüyor. Bu para vatandaşın cebine de girmiyor. Vatandaş 10 lira hasar alıyor, ama tramer kayıtlarında hasarı 25 lira gözüküyor. Bu sefer vatandaş, ‘ben böyle bir para almadım, hasarım yüksek gözüküyor’ diye isyan ediyor. Bu paralar, hasar takibi yapan veya bu işler için kurulmuş avukatlık bürolarına gidiyor.”
Değer kaybı tazminatında standart bir hesaplama yöntemi olmadığından farklı farklı hesaplamalar yapıldığına dikkat çeken Özsoy, “Sigorta Tahkim Komisyonuna giden her dosyada farklı rakam çıkıyor. Komisyondaki kişi, ‘benim hesaplamam ve kanaatim budur’ diye kafasına göre rapor oluşturuyor. Sekiz bin lira değer kaybı ödediğimiz bir dosya, tahkimden 8 bin 200 lira olarak dönüyor; biz o 200 lira için tüm masrafları sil baştan yapıyoruz” dedi.
ADİL YARGILAMA HAKKINA AYKIRI
Özsoy, Tahkim Komisyonunun isteğe bağlı müessese olmasına rağmen trafik sigortası gibi zorunlu sigortalarda Komisyonun zorunlu hale getirildiğini belirterek, şunları söyledi:
“Tahkim bugün sigorta şirketleri aleyhine yargılama müessesine dönmüş durumda. Tek taraflı yargılama yapılıyor. Çünkü belli limitlere kadar olan karar kesin sayılıyor, itiraz edemiyorsunuz. Bu durum benim için de vatandaş için de geçerli. Bu da adil yargılanma hakkına aykırı. Bizim önerimiz Sigorta Tahkim Komisyonu, ihtiyari kimliğine dönmeli, yani isteğe bağlı olmalı. Zorunlu sigortaların dışındaki tüm sigortalarda Tahkime üye olmak isteğe bağlı, trafik sigortasında ise şirketler zorunlu üye yapılıyor. Zorunluluk kalkmalı, isteyen trafik sigortasında Tahkime üye olmalı, istemeyen olmamalı; dorusu da bu.”